Dalgıçların damarlarında gezen nadir hastalık! Dalgıçların damarlarında gezen nadir hastalık!

İnsanlar olarak, bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmediğimizde endişelenmemiz normaldir. Bazen bu endişe, başka şeylere odaklanmaya devam ederken, düzenli olarak düşündüğünüz genel bir endişe şeklini alır ve sonsuz bir döngüye girer.

Günlük yaşamımızda ve ankisyete bozukluğu yaşayan insanlar için de bu endişe bizi tüketir ve başka hiçbir şeye odaklanmanıza engel olur. Çok stresli ve insanı çökerten bir süreçtir. 

Bir klinik psikoloğu, danışanlarının bu tür endişe ve kaygılarla baş etmelerine yardımcı olmak için , düşünceleriniz kafanızın içerisinden hızla akarken ve sizi endişeye sürüklerken faydalı olabilecek bir teknik olan "Spot Işığı Tekniği" (Spotlight Technique) isimli bir yöntem geliştirdi. İşte bu teknik hakkında bilmeniz gerekenler...

Neden endişeleniyoruz?

Endişe, belirsiz ve bilinmeyenden korkmanın sonucudur. Ve Towson Üniversitesi'nde psikoloji doçenti olan Sandra Llera'ya göre, çoğu insan bir şey hakkında endişelenmenin onları endişelendireceğini ve üzeceğini bilse de, yine de kendini bu zihinsel yola girmekten alıkoyamaz.

kaygı

Llera'ya göre genel olarak bunun iki sebebi vardır: Birincisi, kendimizi potansiyel olumsuz sonuçlara duygusal olarak hazırlamaktır. İkincisi, endişeyi bir sorun çözme biçimi ve durumu daha da kötüleştirmek yerine kontrol altına almanın bir yolu olarak görmemiz. Ve eve bu iki durumu da sıkça yaşıyoruz.

"Spot Işığı Tekniği" (Spotlight Technique) nedir? Nasıl kullanılır?

Endişelendiğimizde ve sorunumuzu aktif olarak çözmeye çalıştığımızı düşündüğümüzde, aslında yaptığımız şey bilinmeyen veya belirsiz hakkındaki soruları yanıtlamaya çalışmaktır. Lisanlı bir psikolog olan ve Denver'daki Anxiety Solutions adlı kliniğin kurucusu Michael Stein, yakın bir tarihte için bir makale kaleme aldı.

Makalede, yukarıda bahsettiğimiz durumun bir kısır döngü haline gelebileceğini çünkü sorduğumuz sorulara kesin verilebilecek cevaplar olmadığını söyleyen Stein, müşterilerini bu soruları cevapsız bırakmaya ve düşüncelerini başka bir şeye odaklamaya teşvik ediyor. Bu yöneteme de 'Spot Işığı Tekniği' adını veriyor.

Spot ışığı tekniği basittir: Kendinizi karanlık bir tiyatroda spot ışığını kontrol eden kişi olarak düşünün. Sahne sizin zihninizdir ve spot ışığı sizin dikkatinizdir ve nihayetinde onu nereye yönelteceğiniz size kalmış.

Sahne farklı sorular, endişeler ve düşüncelerle dolu, yani endişelendiğiniz her şey orada. Bununla birlikte yaptığınız her şey de oradadır:  Bir iş projesini bitirmek, eve giderken podcast dinlemek, bulaşık yıkamak vb. gibi. 

Stein'ın bu tekniğinde; ilgi odağının sizin "endişeli sorular" dediği şeye odaklandığını fark ettiğinizde, bu soruların hiçbirini yanıtlamaya çalışmadan, o anda ne yapıyorsanız ona yöneltmeniz gerekiyor. Buradaki fikir, sizi bu soruların var olduğu gerçeğinden uzaklaştırmak değil. Çünkü bu sorunlar sihirli bir şekilde ortadan kaybolmayacak. Bunun yerine onları görmezden gelmeyi tercih etmelisiniz. 

Psychology Today'de Stein şöyle söylüyor:

"Endişeler hala oradalar ama arka planda karanlıktalar ve onlarla etkileşime geçmiyorsunuz. Dikkatinizin odak noktası şu anda ne yaptığınızdır; endişeli düşünceleri görmezden gelmeniz gerekiyor."

Evet, bu zor ve pratik gerektiriyor, ancak sonuçta, Stein, tüm endişeli sorularınızı yanıtlayana kadar zihinsel olarak takılıp kalmak yerine, kendinize devam etmeniz için izin vermekle ilgili olduğunu söylüyor.

Editör: Burak Karahan