Sütyenler meme kanserlerini tespit edebilecek! Sütyenler meme kanserlerini tespit edebilecek!
Aarhus Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre aşıların yan etkileri konusunda şeffaf olmamak, aşılanmaya karşı komple teorilerini artırıyor. Aarhus Üniversitesi'ndeki Aarhus BSS'nin yaptığı yeni araştırmaya göre, vatandaşlara yaptırdıklarının aşıların yan etkilerinin bilgisi doğru verildiği takdirde, insanlar aşı yaptırma konusunda daha istekli oluyorlar. AstraZeneca, Johnson Johnson ve az da olsa BioNTech aşılarıyla ilgili ciddi yan etikler yaratabileceği sıkça tartışılan konulardan olmuştu. Yan etkilerle ilgili olan endişeler Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) küresel sağlığa yönelik on tehdidinden birisi. Ve bu yüzden de aşıya karşı olan çekinceyi artırabilir. Bu bağlamda, yan etkileri dillendirmek küresel bağışıklığın önünde duran bir engel gibi görünüyor. Öte yandan bunların gizlenmesi veya hasıraltı edilmesi de vatandaşlarda bir kaygı yaratabilir. Dahası bu etik bir hareket de değil.

Şeffaflık önemli

Siyaset bilimi profesörü Michael Bang Petersen, politikacıların pandemiyi hızlı ve zararsız atlatmak için yan etkileri fazla dillendirmediğini ya da daha yumuşak bahsedildiğini söylüyor. Ancak Aarhus BSS'de yapılan araştırmaya göre aşılar üzerinde daha belirsiz bir hava hakim olduğunda, aşılara karşı komplo teorisi beslemenin daha kolay olduğu işaret ediliyor. Yani esasen vatandaşın az bilgi sahibi olması, aşıya karşı olumlu bakışı değil olumsuz bir bilgi üretimini veya bilgi dezenformasyonunu kışkırtıyor. Aarhus Üniversitesi'nin yaptığı bu araştırma, 6.500 Amerikalı, 6.500 Danimarkalı olmak üzere toplamda 13.000 kişi üzerinde yapıldı. Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi (PNAS) Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan çalışma aşı için karşılıklı güven olmasının aşıya karşı isteği artırdığını doğruluyor. Bu bağlamda politikacıların kamera önüne geçip aşı olması veya her şeyin harika gittiği söylemesi zannedilenin aksine ters etki yaratıyor.
Editör: Megabayt Haber