Bilim insanları, Avustralya'daki RMIT Üniversitesi'nden bir araştırmacı ekibi öncülüğünde, sürdürülebilir inşaat malzemeleri üretimine yönelik yenilikçi bir çözüm buldu. Kullanılmış kahve telvesinin beton üretiminde kullanılması, hem atık yönetimi sorununa çözüm sunuyor hem de inşaat malzemelerinin dayanıklılığını artırarak çevresel etkileri azaltmayı amaçlıyor.

Yıllık 4,4 milyar ton beton üretimi sırasında tüketilen 8 milyar ton kum, doğal kaynakların hızla tükenmesine ve çevresel sorunlara yol açıyor. Bu bağlamda, araştırmacılar kullanılmış kahve telvesinin betonun içerisine entegre edilerek betonun dayanıklılığını artırabileceğini keşfettiler. Kullanılmış kahve telvesi, özel bir işlem olan piroliz ile 350 santigrat derecede ısıtılarak biyokömür haline getiriliyor ve bu biyokömür beton karışımına ekleniyor.

RMIT Mühendislik Okulu'ndan Dr. Rajeev Roychand, bu yenilikçi yaklaşımın hem atık yönetimi hem de iklim değişikliği ile ilgili sorunlara çözüm sunduğunu belirtiyor. Aynı zamanda, her yıl sadece Avustralya'da 75 milyon kilogram kullanılmış kahve telvesinin çöplüklere atıldığını ve bu atıkların metan ve karbon dioksit gibi sera gazlarının yayılmasına neden olduğunu vurguluyor.

Süper kamera saniyede 156.3 trilyon kareye kadar çekim yapmayı başardı Süper kamera saniyede 156.3 trilyon kareye kadar çekim yapmayı başardı

telve-1

Araştırmacılar, kahve telvesinin betonla uyumlu olmaması nedeniyle önce piroliz işlemine tabi tutulduğunu ve ardından özel oranlarda beton karışımına katıldığını açıklıyor. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen "kahve biyokömürüyle harmanlanmış kompozit beton", basınç dayanımında yüzde 29,3'lük bir artış sağladığı görülüyor. Bu yenilik, sadece betonun dayanıklılığını artırmakla kalmayıp aynı zamanda doğal kaynakların gereksiz tüketimini de azaltarak çevre dostu bir üretim yöntemi sunuyor.

RMIT Üniversitesi'nde görev yapan Dr. Shannon Kilmartin-Lynch, beton endüstrisinin kullanılmış kahve gibi organik atıkların geri dönüşümüne katkı sağlayabileceğini ve bu tür inovasyonların çöp sahalarına giden organik atık miktarını büyük ölçüde azaltabileceğini ifade ediyor.

Editör: Enes Sapmaz