Mersin Körfezi'nde 2021 yılında bir deniz aracının çarpması sonucu hayatını kaybeden yaklaşık 16 metre uzunluğundaki Fin balinasının iskeleti, bilimsel kazı çalışmaları ile gün yüzüne çıkarılacak. Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, bu süreçte öğrencilerin aktif katılımıyla gerçekleştireceği 'Balinanın Sessizliği Bilime Dönüşüyor' projesini duyurdu. Proje, Türkiye'de bir deniz canlısının bilimsel kazı ile çıkarılmasının ilk örneğini oluşturması açısından önem taşıyor.
Kazı Süreci ve Çalışmalar
Fin balinasının iskeletinin çıkarılma süreci, Mersin Üniversitesi Yenişehir Kampüsü Deniz Canlıları Müzesi'nde gerçekleştirilecek. Bilimsel tekniklere uygun olarak planlanan kazıda, ilk aşamada çene kemikleri ve kafatası çıkarılacak. Ardından sırasıyla kaburgalar, omurlar ve kuyruk kemikleri numaralandırılarak dikkatlice topraktan alınacak. Kazı işleminin 1-6 Ekim tarihleri arasında tamamlanması bekleniyor. Çalışmalar tamamlandıktan sonra iskelet, müze bahçesinde sergilenecek.
Öğrenci Katılımı ve Eğitim Fırsatları
Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, kazının eğitim anlamında büyük bir fırsat sunduğunu belirtti. Prof. Dr. Ayas, "Bu kazı Türkiye'de ilk defa öğrencilerle birlikte gerçekleştirilecek. Yüzlerce öğrenci bu projeye başvurdu ve katılım gösterdi. Kazı süreci, öğrenciler için önemli bir deneyim olacak" şeklinde bilgi verdi. Bu proje ile hem eğitim gören öğrenciler hem de yerel ziyaretçiler için kalıcı ve etkileyici bir müze materyali oluşturulması hedefleniyor.
Bilimsel Araştırmalara Katkı
Prof. Dr. Ayas, 1 Ekim tarihinde başlayan kazı çalışmalarının, Mersin'deki Deniz Canlıları Müzesi'nde sergilenecek ilk balina iskeleti olacağını vurguladı. Çıkarılacak iskeletin, deniz biyolojisi ve ekosistemleri üzerine yapılacak bilimsel araştırmalara kaynaklık etmesi bekleniyor. Bu tür projeler, deniz canlıları hakkında daha fazla bilgi edinilmesine ve bilimsel çalışmaların desteklenmesine katkı sağlayacaktır.
Projenin bilimsel yönü ve eğitim fırsatları, Mersin Üniversitesi'nin akademik vizyonunu desteklerken, aynı zamanda kamuoyunu deniz canlıları koruma konusundaki farkındalığı artırmayı da amaçlıyor. Bu anlamda, kazı süreci, hem bilimsel hem de toplumsal açıdan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.