Almanya'da kimya endüstrisi, enerji krizi ve artan maliyetler karşısında yeni bir yön belirleyerek orman atıklarına yöneliyor. Fosil yakıtların yerini almak üzere planlanan büyük ölçekli tesislerde, ağaç dallarından otomobil lastiklerine ve polar ceketlere kadar pek çok ürün için hammadde üretilmesi hedefleniyor. Bu süreç, enerji geçişinin bir parçası olarak dikkat çekiyor ve sektörün geleceği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
UPM Biochemicals'ın Yeni Yatırımı
Finlandiya merkezli UPM Biochemicals, Almanya'nın doğu Saksonya-Anhalt eyaletinde 1,3 milyar euro (yaklaşık 1,5 milyar dolar) değerindeki biyorafinerisini tanıttı. Bu büyük yatırımla, geleneksel kimya endüstrisinin yüksek enerji maliyetleri ve Asya'dan gelen rekabetle zorlu bir dönem geçirdiği şu günlerde, sektördeki fosil yakıt bağımlılığını azaltmak hedefleniyor. UPM, kimya devlerinin yenilenebilir kaynaklara yönelmesi için bu tarihin doğru olduğunu düşünüyor.
Yerel Kaynakların Avantajı
UPM Saha Müdürü Harald Dialer, yerel tedarik zincirlerinin sağladığı avantajlarla rekabetçi kalmayı ve uluslararası pazarların taleplerine yanıt vermeyi umduklarını belirtiyor. Enerji geçişi üzerine çalışan Agora Energiewende'den Paul Muennich, bu dönüşümün büyük bir fırsat sunduğunu ifade ediyor. Alman kimya ürünlerinin yaklaşık yüzde 80'inin hala ithal fosil bazlı malzemelere dayandığı düşünüldüğünde, yerel orman atıklarının değerlendirileceği bir süreç önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Kimyasal İşlem ve Ürün Çeşitliliği
Orman zengini Saksonya-Anhalt eyaletindeki tesis, kayın ağacı dalları ve çalı çırpılarını işleyerek kimyasal süreçlerde kullanmayı hedefliyor. Orman müdürü Johannes Brodowski, bu anlaşmanın bölgedeki kayın üretiminin yüzde 20 ila 30 oranında artabileceğini öngörüyor. Normalde ticari değer açısından gövdeler kadar önemli olmayan ağaç dalları, bu yeni tesis sayesinde değer kazanıyor. Leuna Kimya Parkı’ndaki tesis, çevrede hoş bir koku yayarak dikkat çekiyor.
İşleme Süreci ve Sonuç Ürünler
UPM sözcüsü Martin Ledwon, odun yongalarının işlenme sürecinin "patlamış mısır" gibi olduğunu ve sonrasında fermente edilen bir bulamaç haline dönüştüğünü aktarıyor. Bu işlem sonunda, giysi veya şişe yapımında kullanılan sıvılar ile lastiklerde dolgu maddesi olarak kullanılabilecek kahverengi bir toz elde ediliyor. Tesisin, yıllık 220 bin ton kimyasal üretim kapasitesine ulaşması ve 2027 yılına kadar tam kapasiteyle çalışması bekleniyor.