Son yıllarda su kaynaklarının azalması ve kuraklık sorunları, dünya genelinde önemli bir gündem maddesi haline geldi. Ancak bu duruma bir de yapay zeka sistemlerinin hızla artan su tüketimi eklendi. Hollandalı araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, yapay zeka teknolojilerinin yalnızca enerji değil, aynı zamanda su kullanımında da büyük bir artışa yol açtığını ortaya koydu. 2025 yılına gelindiğinde yapay zeka sistemlerinin toplam su tüketiminin 765 milyar litreye ulaşması bekleniyor. Bu rakam, dünya genelinde tüketilen şişelenmiş su miktarını aşarak dikkate değer bir sorun oluşturuyor.
Yapay Zeka ve Su Tüketimi
Çalışmanın lideri Hollandalı akademisyen Alex de Vries-Gao, yapay zeka sistemlerinin su tüketiminin geçmiş yıllarda veri merkezleri için yapılan tahminlerin yüzde 30'dan fazla üzerine çıktığını belirtiyor. Bu durum, yapay zekanın giderek yaygınlaşmasıyla birlikte su kaynakları üzerindeki baskının artacağını gösteriyor. Yapay zekanın, New York Şehri’nin saldığı karbondioksit miktarına eşdeğer bir miktarda sera gazı saldığı da araştırmada vurgulanan diğer bir bulgu.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın Verileri
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından daha önce yayımlanan veriler, yapay zekaya dayalı veri merkezlerinin enerji tüketiminde büyük bir artış olacağını destekliyor. IEA, bu tür veri merkezlerinin alüminyum eritme tesisleriyle benzer seviyelerde elektrik kullandığını belirtiyor. 2030 yılına kadar küresel veri merkezi elektrik tüketiminin iki katından fazla artması bekleniyor. Bu artış, su kaynakları üzerindeki baskıyı da hızla artıracak gibi görünüyor.
Veri Merkezlerinin Elektrik Tüketimi
Bugün inşa edilen en büyük yapay zeka odaklı veri merkezlerinin her birinin, yaklaşık 2 milyon hanenin elektrik tüketimine eşdeğer bir enerji harcaması öngörülüyor. IEA'nın verilerine göre, veri merkezi elektrik tüketiminin en büyük kısmı ABD'ye (%45), ardından Çin'e (%25) ve Avrupa'ya (%15) ait. Bu durum, yapay zeka ve veri merkezleri arasındaki ilişkiyi daha da önemli hale getiriyor.
Yapay zeka teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, enerji ve su tüketimini artırmakta, bu da doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırmaktadır. İleriye dönük olarak bu durumun nasıl yönetileceği, sürdürülebilirlik açısından kritik bir öneme sahip.