Deloitte Araştırması: Veri Odaklı Stratejiler Şirketlerin Gündeminde
Deloitte'un 150'den fazla şirketle gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, günümüz iş dünyasında veri odaklı stratejik önceliklerin önemini gözler önüne seriyor. Katılımcıların dörtte birinden fazlası, veri ile yönlendirilmiş karar verme süreçlerine geçiş yapmayı planlıyor. Uzman Veri Bilimci Sara Göze, dijitalleşmenin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi için güçlü bir veri kültürünün oluşturulmasının gerekliliğine dikkat çekiyor.
Dijitalleşmede Başarı: Güçlü Bir Veri Kültürü
Sara Göze, dijitalleşme sürecinde başarı elde edebilmek için veri odaklı bir kültürün şart olduğunu belirtiyor. “Günümüz şirketleri, iş süreçlerini optimize etme ve sağlam bir veri analizi ortamı oluşturma gibi kritik zorluklarla karşı karşıya kalıyor” diyen Göze, net bir veri stratejisi olmadan deneme yanılma yöntemlerine başvurmanın yaygın bir yanılgı olduğunu ifade ediyor. Dijitalleşme, karmaşık ve çok katmanlı bir süreç olarak, sadece teknik uzmanlık değil aynı zamanda güçlü sosyal beceriler, işbirliği ve veri odaklı bir kültüre bağlılık gerektiriyor.
Veri Odaklı Bilincin Oluşturulması
Veri odaklı dönüşümde başarıya ulaşmak için izlenmesi gereken prensipleri paylaşan Göze, “Her algoritmanın onu anlayan ve kullanan bir bireyle anlam bulduğunu kabul etmek gerekiyor” diye belirtiyor. Şirketlerin, “Daha fazla veri toplayalım” yerine, veri kullanımıyla ilgili net tanımlar yaparak kültürün merkezine yerleştirmeleri gerektiğini vurguluyor. Göze, dijitalleşme sürecinin şeffaf iletişim ve çalışan katılımıyla desteklenmesi gerektiğini, aksi takdirde yeni sistemlerin çalışanlar için daha çok bir tehdit olarak algılanabileceğini belirtiyor. Bu ilkeler, özellikle sağlık hizmetleri ve tedarik zinciri operasyonlarında kritik önem taşıyor.
Dijital Dönüşümde Zorluklar ve Çözüm Önerileri
Dijitalleşme projelerinde karşılaşılan en yaygın zorluklardan biri, veri okuryazarlığı eksikliği olarak öne çıkıyor. İşletme sahiplerinin, konu uzmanlarının asli görevlerinin yanı sıra veri yönetimi sorumluluklarını da üstlenmesini beklemesi, uzmanların yetkinliklerinden uzaklaşmasına neden olabiliyor. Bu durum, projenin genel verimliliğini olumsuz etkiliyor. Başarılı bir dijital dönüşüm için sorumlulukların net bir şekilde tanımlanması ve uzmanların doğru görevlerle eşleştirilmesi gerektiğini ifade eden Göze, her seviyede veri odaklı bir bilincin oluşturulmasının elzem olduğunu belirtiyor.
Yapay Zeka ve İnsan Odaklı Yaklaşımın Önemi
Sara Göze, farklı ülkelerde edindiği bilgi birikimini telekomünikasyon, enerji, sağlık, ilaç, medikal cihaz ve lojistik gibi sektörlerdeki çalışmalarıyla küresel faydaya dönüştürdüğünü aktarıyor. “Dijital dönüşüm, bugünün iş dünyasında sadece bir seçenek değil, rekabetçi kalmak için bir zorunluluk. Ancak bu süreçte başarı, yalnızca en son teknolojileri benimsemekte değil; aynı zamanda bu güçlü araçları yapay zeka ve insan odaklı bir yaklaşımla birleştirmekte gizli” diyor. Yapay zeka, tekrarlayan görevleri üstlenerek iş süreçlerini optimize ediyor ve çalışanların daha yaratıcı, stratejik ve değere odaklı işlere yönelmelerini sağlıyor. Böylece, çalışanların yetkinlikleri artarken inovasyonun önü açılıyor.
Sonuç: Veri ile Yönlendirilmiş Bir Gelecek
Göze, veri odaklı sistemlerin sadece iş süreçlerini değil, aynı zamanda karar alma kültürünü de dönüştürdüğünü belirtiyor. Bugünün liderleri, sadece teknoloji yatırımlarıyla değil, aynı zamanda veriyi anlayan ve kullanabilen bireyler yetiştirerek sürdürülebilir dijital başarıyı yakalayabilirler. Bu bağlamda, dijital dönüşüm sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için veri odaklı bir kültürün benimsenmesi ve sürekli gelişim sağlanması kritik bir öneme sahiptir.