Belki 90'lı yıllarda yaşadınız ve sanal bebekler, mavi okul önlüklerine taktığımız süslü yakalıklar, kocaman teypler ya da kaset çalarları gördünüz. Yine de 90'ların en güzel taraflarından biri de 90'lar sinemasıydı diyebiliriz. Peki 90'lar ruhu en çok yansıtan, "Bir film bundan daha fazla 90'lar olamaz" dediğiniz filmler hangileri?(90'larda çıkmış olmasına gerek yok).

Sizin için 90'lar ruhunu en çok yansıta 16 filmi seçtik. O zaman listeye başlayalım:

Maske - The Mask (1994)

Jim Carrey'in başrolde olduğu komedi/süper kahraman filmi aynı zamanda Cameron Diaz'ın da sinema sahnesinde tanınmasını sağlamıştı. Muhtemelen herkesin aklına gelen ilk filmlerden olacaktır.

Bekarlar - Singles (1992)

Dönemin düşünce yapısını en iyi anlatan filmlerden. Film, hayatlarının büyük çoğunluğunda aynı apartmanda yaşayan altı Seattlelı gencin hikayesini anlatıyor. Romantik komedi türündeki film, yaşamları, kentin giderek büyümekte olan müzik dünyasına karışan gençlerin etrafında dönüyor. 20'li yaşlardaki genç arkadaşlar grunge müzik döneminde Seattle'da sevgi ve başarıyı arıyor.

Netflix, Witcher'ın yeni animasyon filmini duyurdu! Netflix, Witcher'ın yeni animasyon filmini duyurdu!

Gerçekler Acıtır - Reality Bites (1994)

Lelaina, Troy, Vickie ve Sammy her biri farklı idealleri olan ve çeşitli dönüşüm evrelerinden geçen dört yakın arkadaştır. Tek hayali iyi bir belgeselci olmak olan Lelaine, dışa vuramasa da Michael'a karşı duygusal anlamda bir şeyler hissetmektedir. Çeşitli işlerde müzisyen olarak çalışan Michael da sessiz kalmayı seçse de Lelaine'e aşıktır. Bir mağazada yönetici olan Vickie ise her gün farklı biriyle birlikte olur ve yakın zamanda yaptırdığı HIV testinin sonuçlarını bekliyordur. Eşcinsel olan ve bunu ailesine açıklayamayan Sammy bu nedenle şimdiye kadar hiçbir ilişki yaşayamamıştır. Lelaine'nin MTV'de çalışan Michael ile tanışması ise herkesin hayatında önemli gelişmeler yaşanmasına neden olacaktır.

Çılgın Parti - Can’t Hardly Wait (1998)

Mezuniyet gecesinde hayatın farklı hayat gündemleri olan lise mezunları hakkında çok karakterli bir gençlik komedisi. Harry Elfont ve Deborah Kaplan'ın birlikte yazıp yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Jennifer Love Hewitt, Ethan Embry, Charlie Korsmo, Lauren Ambrose, Peter Facinelli ve Seth Green yer alıyor.

Beyazlar Beceremez - White Men Can’t Jump (1992)

Bu film bende basketbol oynama isteği uyandırmadı ama bana Rosie Perez gibi Jeopardy'ye gitmek için yaşam boyu gerçekleşmeyen bir arzuyu kesinlikle aşıladı. Sokak potaları hiçbir zaman sadece 90'lara özgü bir şey olmadı, ancak kültürel bir fenomen olarak her şey yeni bir düzeye çıktı. Sokak basketbolcuları hakkında tüm zamanların harika bir spor filmi.

Ölümsüz Aşk - The Crow (1994)

Müzisyen Eric Draven ve nişanlısı Shelly, düğünlerinin arifesinde Top Dollar isimli berbat tipin başını çektiği serseri çetesi tarafından saldırıya uğrar ve katledilirler. Bir yıl sonra Eric’in mezarını ziyaret eden bir karga, genç adamın intikamcı bir ruh olarak ölümden dönüşünün de simgesi olacaktır. Alınacak intikamlar, verilecek dersler vardır... James O’Barr’ın 90’ların başında epey popüler olan gotik çizgi romanı The Crow’u beyazperdeye taşıma şansı, ileride haklı bir isim yapacak olan Alex Proyas’a da ilk uzun metrajını gerçekleştirme vesilesi olarak geri dönüyor. Filmin başrolündeki (Bruce Lee’nin oğlu) Brandon Lee’nin çekimlerin bitmesine günler kala, yanlış doldurulmuş bir silah yüzünden sette ölmesi de, unutulmayacak trajik anlardandır...

Boş Kafalılar - Airheads (1994)

Üç müzik grubu üyesi, demo albümlerini çaldırmak için bir radyo istasyonuna gider ve baş DJ demoyu çalmayı reddettiğinde grup herkesi plastik tabanca ile rehin alır. Gerisini tahmin edebiliyorsunuz...

Git - Go (1999)

Pulp Fiction sonrası tarzı filmlerin en başarılısı (ve Doug Liman'ın ilk filmi) Go. Go! , bir uyuşturucu dağıtımdan sonra ani gelişen olayların hikayesini üç farklı perspektiften anlatan eğlenceli bir mecare komedi filmi

Ninja Kaplumbağalar 2 - Teenage Mutant Ninja Turtles II: The Secret of the Ooze (1991)

Suç karşı savaşan Ninja Kaplumbağalar, Michaelangelo, Donatello, Raphael ve Leonardo, ezeli düşmanları Shredder’a karşı savaşmaya devam ediyor. İlk filmdeki olayların ardından intikam güdüsüyle dolan Shredder bir şekilde kaplumbağaların mutasyonunun altında yatan gizemi keşfeder ve kaplumbağaların yapıldığı içeriği icat eden çılgın profesör Jordan Perry’i kaçırır. Böylece hiç olmadığı kadar tehlikeli bir düşman haline gelir. Shredder şimdi bu karışımı kullanarak bir yeni bir mutant ordu yaratıp Ninja Kaplumbağalar’ı yok etmeye çalışacaktır. İlk filmin aksine Ninja Kaplumbağalar’ın kendilerine has silahlarını kullandıklarına az şahit olduğumuz bu devam filminin ilk filme oranla daha dengeli bir şiddet eksenine oturtulduğu söylenebilir.

Batman Dönüyor - Batman Returns (1992)

İlk filmde Joker’in planlarını altüst etmiş olan Batman’in karşısında şimdi de Penguen durmaktadır. Bir hilkat garibesi olduğu için, Gotham’ın saygın ailelerinden birinin tek çocuğu olduğu halde soğuk bir kış günü şehir parkına terkedilen Penguen (Davy Devito), hayatta kalmış ve şimdi de şehrin gözünde en sevilen insan olmak için her şeyi göze almıştır. Kirlenmiş işadamı Max Schreck (Christopher Walken), Penguen ile işbirliği yaparak onu vali seçtirme yolunda Batman’i kurban etmek konusunda kararlıdır. Bu arada Schreck’in dağınık asistanı Selina(Michelle Pfeiffer) kirli çamaşırlarını yanlışlıkla öğrendiği patronu tarafından haince binadan aşağıya itildiğinde, karmaşanın ortasına yeni ve cazip bir karakter doğar: Catwoman - Kedikadın. Bu sonuncusu, Batman’le aynı kimlik bunalımlarını taşıyan ve fazladan, epeyce de çatlak bir tiplemedir. Tim Burton’ın ikinci Batman denemesi, ilki kadar olmasa da, kuşkusuz hayranları tarafından hevesle kucaklanmaktadır. Kedikadın kostümü içerisindeki karşıkonulamaz Pfeiffer, Penguen Devito, tam rolünün adamı Walken, geliştirilmiş Batmobil gibi sosları da olan nefis bir Gotham seti içerisinde kusursuz işleyen, stilize bir rüya...

Hackers (1995)

Genç bir çocuğun yazdığı virüs programı nedeniyle Amerikan Gizli servisi tarafından tutuklanarak 18 yaşına kadar bilgisayar kullanılmasına yasak konulmasını konu alan bir film. Daha ne kadar 90'lar olabilir ki. Ayrıca Angelina Jolie hayranları için de vazgeçilmez bir film. (Onlar anladı)

İnternette Av - The Net (1995)

Bilgisayar uzmanı Angela Bennett (Sandra Bullock), yakın bir arkadaşının gönderdiği programı çalıştırdığında, hiç beklemediği bir sonuçla karşılaşır, program sayesinde gizli hükümet dosyalarına erişebilmektedir. Programı gönderen arkadaşı olayın hemen arkasından gizemli bir uçak kazasında ölür. Paniğe kapılan Angela, tatil için Meksika’ya gider. Burada yakışıklı bir hacker ile tanışır. Fakat bu romantik yaklaşımın arkasında elindeki programı ele geçirmek olduğunu anlayan Angela kaçmaya başlar. Angela’nın başı tahmin ettiğinden de büyük bir belaya girmiştir, peşindeki karanlık güçler, onun kredi kartını iptal etmiş, tüm kayıtlardan silmiştir. Kimliğini ve masumiyetini ispatlamak için yeni bir kimlikle mücadele etmesi gerekmektedir... Internet’in ilk popüler olmaya başladığı 1995 yapımı olan film, her ne kadar Sandra Bullock severler tarafından ilgiyle karşılanmış olsa da eleştirmenlerden iyi not alamamıştı.

Kırılma Noktası - Point Break (1991)

Los Angeles’ta eski başkanların maskeleriyle banka soygunları yapan bir çete türemiştir. Sörfçülerden şüphelenen FBI, genç bir ajanı Johnny Utah’ı onların arasına sokar. Fakat gruba sızan Johnny, kısa zamanda karizmadik lider Bodhi’nin etkisine girer. Aksiyon sinemasının sayılı kadın yönetmenlerinden Kathryn Bigelow imzasını taşıyan bu hızlı tempolu yapım, türün meraklılarını tatmin etmiş ve gişelerde oldukça başarılı olmuştu. Filmin yıldızları Keanu Reeves ve Patrich Swayze’ye de dikkat!

Tepki - Chain Reaction (1996)

Chicago üniversitesinde okuyan Eddie Kasalivich teknisyen olarak, hava kirliliği yaratmayan ucuz maliyetli alternatif bir petrol kaynağı keşfeden bir takımda çalışmaktadır. Bu takımın liderlerinden biri öldürüldükten ve bu buluşun çalınmasından sonra, Eddie ve fizikçi Lily Sinclair bu işin peşine düşerler ama hayatlarını kurtarmak için de kendilerini amansız bir kovalamacanın içinde bulurlar. İşin içine FBI, CIA ve başka kurumlar da dahil olmuştur. Güçlü oyuncu kadrosuyla göz kamaştıran bu film, yüzü henüz beyazperdede yeni yeni beliren Rachel Weisz için iyi bir deneyim olmuş. Sürekli bir takip içinde geçen bu film aksiyon ve polisiye sevenler için bire bir.

İkili Takım - Double Team (1997)

90'lar demişken Jean-Claude Van Damme ve Dennis Rodman olmadan olmazdı. kili Takım (İngilizce özgün adıyla: Double Team) Tsui Hark'ın yönetmenlik denemesinde, Jean-Claude Van Damme, Dennis Rodman ve Mickey Rourke'nin oynadığı 1997 Amerikan aksiyon komedi filmi. Van Damme, Stavros olarak bilinen zor bir teröristi adalete teslim etmekle görevlendirilen terörle mücadele ajanı Jack Quinn'i oynuyor. Stavros'un, kendi sevgilisi ve çocuğu, kötüye giden bir suikast girişiminde öldürüldükten sonra Quinn'in hamile karısını kaçırır ve işler kişiselleşir. Quinn'in eşini kurtarmasına yardımcı olmak için gösterişli silah satıcısı Yaz'dır (Dennis Rodman) devreye girer. Bu film olumsuz eleştiriler aldı ve bir gişe bombasıydı. Film ayrıca üç Altın Ahududu Ödülü'ne aday gösterildi ve "kazandı": En Kötü Yardımcı Erkek Oyuncu (Rodman), En Kötü Yeni Yıldız (ayrıca Rodman) ve En Kötü Ekran Çift (Rodman ve Van Damme).

Space Jam (1996)

Yıl 1993'tür. Michael Jordan basketboldan emekli olup, beyzbola geçer. Bu sırada Nerdlucks adında bir çete, Looney Tunes karakterlerini tutsak eder. Looney Tunes karakterlerinin serbest kalmaları için, çete üyelerinden oluşmuş basketbol takımını yenmeleri gerekmektedir. Çete üyeleri, birkaç tane NBA oyuncusunun yeteneğini çaldığı için, yenilmeleri imkânsızdır. Bu yüzden Looney Tunes karakterleri Michael Jordan'ın yardımını ister. Michael Jordan da isteksiz bir şekilde yardım etmeyi kabul eder. Tam 16 film listeledik. Bizim aklımıza gelenler bunlar.

Peki ya size 90'ları en çok hatırlatan filmler hangileri? Megabayt ekibiyle paylaşmayı unutmayın.

Editör: Megabayt Haber