Yaşam

1300 yıllık gizem en sonunda çözüldü! Heykelin kafasından çıkardılar

Bir sanat müzesi, Tang hanedanının 'Dans Eden At Heykeli'ni araştırmak için uzman kimyagerlerle işbirliği yaptı. Cincinnati Sanat Müzesi, 1300 yıllık gizemi çözmek için son çareyi bilim dünyasında aradı.

Dans eden at, 1997 yılında bir koleksiyoncu tarafından Cincinnati müzesine bağışlandı. Müze, pişmiş topraktan yapılan at heykelinin alnında yer alan dekoratif bir püskülün gerçekliğini şüphe etmesi üzerine araştırmalara başladılar. UC Sanat ve Bilim Koleji'nde kimya profesörü olan Pietro Strobbia, püskülün orijinal parçaya ait olup olmadığının belirlenmesine yardımcı olmak için müze tarafından görevlendirildi. Strobbia, "Birçok müzede bir konservatör var, ancak bu tür bir incelemeyi yapmak için gerekli bilimsel tesislere gerek yok" dedi.

"Atın püskülü orijinal görünüyor ama müze bizden onun hangi malzemelerden yapıldığını belirlememizi istedi." Dans eden atlar, bir davul sesiyle hareket etmek üzere eğitildiler. Ayrıca bu atlar, MÖ 202 yılına kadar Çin hükümdarlarını eğlendirmekle görevlendirilmiştir. Atları onurlandıran çok sayıda antik heykel örneği ile karşı karşıya kalan müze, diğer heykellerde bulunmayan alın püskülünü incelettirmek istedi. "Dansların dramatik finalleri sırasında, bir at dizlerini büküp ağzında bir fincan sıkar ve hükümdara uzun ömür dilemek için şarap sunardı"

Müze, eserle ilgili bazı temel soruları yanıtlamak için UC'den Strobbia ve İtalya'nın Miras Bilimi Enstitüsü'ndeki Claudia Conti ekibinin analizleri için heykelden 11 küçük örnek almasına izin vermeyi kabul etti. Araştırmacılar, X-ışını toz kırınımı, iyonik kromatografi ve Raman spektroskopisi gibi en son teknikleri kullanarak şaheserin ve özelliklerinin moleküler, kimyasal ve mineralojik testlerden oluşan bazı araştırma teknolojilerini kullandılar.

Araştırmacılar, heykelin alın püskülünün pişmiş topraktan değil alçıdan yapıldığını buldu. Ayrıca hayvan tutkalı kullanılarak heykele eklendiğini keşfettiler. Müze, bu keşifler sonrasında orijinal sanat eserine saygı göstererek ek püskülü çıkarmaya karar verdiğini söyledi.

Araştırmacılar püskülün altında, hiçbir çentik izi olmayan pürüzsüz bir yüzey buldu ve bu da püskülün sonradan eklendiğine dair daha fazla kanıt sağladı. “Ömrü boyunca en az iki kez restore edildi. Bir sanat eseri hakkında yeni bir şey bulmak gerçekten ilginç.” Sanat tarihçileri ve bilim insanları arasındaki işbirlikler, bu gibi değerli şaheserlerin arkasında yatan hikayelere ek bir boyut kazandırmasının son çalışması oldu.